Examples of using Otoriteme in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Normal şartlarda, bunu… otoriteme bir meydan okuma olarak değerlendirirdim.
Başka kim otoriteme meydan okuma cesareti gösteriyor?
Bir şüphelinin önünde otoriteme meydan okudun Castle.
Siz ve ekibiniz otoriteme saygılı olacaksınız.
Gizli polis işine bir sivili sokman araştırmaya ve otoriteme zarar verir.
Hayır, hayır, hayır. Otoriteme saygı duy!
Bu oylama, otoriteme bir saldırıydı.
Tobye bak. Her zaman otoriteme karşı çıkıyor.
Otoriteme karşı gelmek çok ciddi cezaları beraberinde getirir, mühürlerin silinmesi de dahil.
Bizi oraya götürmedim çünkü benim otoriteme meydan okumada hatalı olduğunu kabul etmedi.
Otoriteme karşı gelmek çok ciddi cezaları beraberinde getirir, mühürlerin silinmesi de dahil.
Yani bu kostümü giymemin tek nedeni size yardım etmek için suçla savaşırken insanların otoriteme saygı duymaları.
Kurt Sürüsünün küstahlığı benim otoriteme meydan okumaya cesaret ediyor.
Kardeşin üzerinde otoriten var mı?
Otoriteni kur, kimin yetkili oldugunu onlara hatirlat.
Bizim otoritemiz Elizabeth ve Tanrıdan gelmekte.
Bonun insanına saldırarak otoritenin sınırlarını aşıyorsun, farkındasın.
Otoriteni öne sürmek için yapman gerekeni yapmalısın.
Otoritemizi ezecek bir poliçe değişimi.
Erkekler otoritelerini kaybettiğinde, eski aitte olduğu gibi sopa yılana dönüşür.