Examples of using Otoyollar in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
bütün otoyollar dahil.
şehrin yarısında elektrik yok,… ve tüm otoyollar tıkalı.
Fakat üst köşeye bakarsanız-- otoyol sistemine… bugün olduğumuz yeri görürsünüz. Artık otoyollar inşaa edilmiyor… ve bu bir gerçek. Önümüzdeki 10 yıl… hiç bir ek otoyol göremeyeceksiniz.
Tadiç,'' Herkes -Sırplar, Hırvatlar ve Boşnaklar- rahatça bir arada yaşadığı ve ülkelerimizi birleştiren otoyollar inşa etmiş olduğumuz sürece, siyasi kariyerimin sonunda pek çok kişinin bana hain demesinden büyük memnuniyet duyarım.'' dedi.
Bu yol henüz Autobahn denilen ve modern otoyollar gibi değildi, ancak bunun yerine kavşaklar,
geçen Cuma günü ana ulusal otoyollar ve sınır kapılarını traktörler ve diğer ağır makinelerle trafiğe kapatmaya başladılar.
İnsanların yokluğunda ortaya çıkacak fiziksel etkilerin en önde gelenleri park yerleri, otoyollar, gibi dayanıklı yüzeylerdeki değişimler sonucu bitkisel yaşamın büyük artış göstermesidir.
Şu anda televizyon otoyolundan kültüre bir başka mezar taşını geçtik.
A1 Otoyolu, Avrupa E-yolu E75 karayolu güzergâhının bir parçasıdır.
Ama otoyolda güvenli iki araba mesafesini koruma durumunda değil. Durun bir dakika.
Bu, bir kaplumbağanın otoyoldan karşıya geçişini izlemek gibi.
Lütfen, otoyoldan uzak durun.
Otoyolun tekrar yapımı sadece 6 ay sürdü.
Otoyolun altında, rampayı gösteren bir başka kamera daha var.
Otoyol kavşağı Kreuz Chemnitz şehrin kuzeybatısında bulunur.
Neden otoyolun kuzeyinde kalın dediklerini anlamıyorum.
Bir balonu patlatmakla otoyolun üstündeki köprüden bir karpuzu düşürmek gibi.
İşin otoyolun karşısından ben'' Kes'' diye bağırana dek koşmak.
Otoyola kadar gidiyorum. ama sizi yolun yarısına kadar götürebilirim.
A26 Otoyolu Calaisyi Dijona bağlar