Examples of using Oynaşmak in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu havaalanında oynaşmak gibi bir şey. Bu.
Birlikte oynaşmak kulağa hoş geliyor.
Haydi ama. Oynaşmak istemiyor muydun?
Seninle oynaşmak istiyor.
Kesinlikle benim oynaşmak isteyebileceğim biri değil.
Oynaşmak istiyorsun sandım.
Bunlar oynaşmak istiyor.
Hayır, Empire State binasının tepesine çıkıp oynaşmak istiyorum.
Bu kadar oynaşmak yeter.
Tek istediğin şakalaşıp oynaşmak.
Ayrıca kayıt stüdyosunda Bir kızla oynaşmak… Öpücük atmak falan.
Hadi ama, oynaşmak istiyorum.
Tamam, Bill ile oynaşmak istiyorum.
golf sahasında oynaşmak.
Çünkü burada tek yaptığın içip, fahişelerle oynaşmak.
O küçük kanepede onunla oynaşmak isterdim.
Dostum, 11 yaşındayken 18 yaşında seksi bir kız seninle oynaşmak istemiş?
Siz ikiniz oynaşmak yok.
Dinle beni Kurty! Şimdi geliyorum ama oynaşmak yok.
Bu-- Bu havaalanında oynaşmak gibi bir şey.