OYNAMIYORSUN in English translation

• play
• playing

Examples of using Oynamıyorsun in Turkish and their translations into English

Zaten çıkıyorum! -Kuralına göre oynamıyorsun.
You're not playing this right. I'm out of here!

Neden sen kendi dünyana geri dönüp kahramancılık oynamıyorsun, Dünyalı çocuk?
Why don't you go back and play heroin your own world, Earthling?

Sanki hep buradasın ve futbol oynamıyorsun.
Cause you're here all the time, and not playing soccer?

Çekil git. Neden kuralına uygun oynamıyorsun, Jim?
Play fair, why don't you, Jim?- Get away?

Neden gözlerini kapatıp oyunu oynamıyorsun?
Why don't you close your eyes and play the game?

Neden gidip oğlanlarla oynamıyorsun, canım?
Why don't you go play with the boys, sweetheart?

Golf oynamıyorsun ki.
You don't play golf.

Benimle oynamıyorsun, değil mi?
You're not dicking with me, are you?

Bilardo oynamıyorsun ki, sadece vuruş yapıyorsun.
You don't play pool, you shoot pool.

Neden trafikte oynamıyorsun? Ne alaka?
Why aren't you out playing in the traffic?

Adil oynamıyorsun, Bay Makine.
You're playing dirty, Mister Machine.

Artık oynamıyorsun, ve koca bir hiçsin.
Now you're not playing, and you're not.

Benimle neden oynamıyorsun peki?
Why won't you play with me?

Benimle oynamıyorsun, değil mi?
You're not fooling me?

Adil oynamıyorsun, Hazlit.
You play dirty, Hazlit.

Oynamıyorsun? diye sorunca da, Ben Neden başka numaralara da?
I say,"Why not play a different number?

Oynamıyorsun? diye sorunca da, Ben Neden başka numaralara da?
I said, Honey, why don't you play a different number?

Niye oynamıyorsun anne?
Why aren't you playing, mommy?

Adil oynamıyorsun. Bak, 48 saat.
Just 48 hours. You don't play fair.

Sen niye oynamıyorsun? Çok teşekkürler?
Thank you very much. How come you don't play?