Examples of using Oynaması in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Riceın net ağırlık oynaması ne kadar da mükemmel, değil mi?
Bayan Crawfordun bir yabancıyla oynaması doğru değil, bunu görüyorum.
Bu bir çocuğun oynaması için çok tehlikeli.
Rahibelerin poker oynaması çok kötü, bu işte iyi olurdunuz. Vay.
Oynaması çok keyifli oluyor.
Profesyonel olarak oynaması gereken oydu.
Adil oynaması gerekiyordu.
O erkek çocuklarının top oynaması ve benzeri şeyler yapması gerektiğini söylerdi.
Dikkatli oynaması gerekiyor. Dinle Vincentın çok.
Stevienin futbol oynaması lazım, izlemekle olmaz.
Tur için hazır olduğumuzu düşünürdük. Profesyonel olarak oynaması gereken oydu.
Dinle, oynaması gerekiyor.
Bir kızın çitalar ve maymunlarla oynaması uygarca mı yani?
Dinle Vincentın çok dikkatli oynaması gerekiyor.
Dr. Fosterin bir anda buraya gelmesi ve bu gece bizimle Pinochle oynaması.
Sadece beyazlar oynadığına göre ne kadar zor olabilir ki?- Ne oynaması?
Harika bir alışkanlığı olan bu denli özgüvenle oynaması.
Orada öyle oynaması yüzünden.
Peki. Oh, Tanrım, birinin oynaması lazım… buradaki dostlarla.
Moral bozucu reklam seçmeleri sosisli satıcısı veya basuru oynaması gereken reklamlar.