Examples of using Oyunu oynuyor in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Herkes bu oyunu oynuyor.
Şu an av oyunu oynuyor.
Çocuklar, hayatta kalma oyunu oynuyor.
RE/SYSTle çocukça nükleer oyunu oynuyor.
Polis ve halk Kedi ve fare oyunu oynuyor.
Neler oluyor? Birileri oyunu oynuyor.
Suçlu da bunun karşı tarafında ama yine de oyunu oynuyor.
Suçlu da bunun karşı tarafında ama yine de oyunu oynuyor.
Evde oturup bilgisayar oyunu oynuyor.
Savunma kelime oyunu oynuyor.
Bu sefer hangi oyunu oynuyor?
Renk bir zar oyunu oynuyor, Kuralları ayırıcı.
Nasıl bir akıl oyunu oynuyor bilemiyorum ama… Jack yalvararak geri döneceğimi sanıyorsa… Boşver onu.
Sarah şu an dışarıda, canını tehlikeye atmış senin çocukların annesiz kalmasın diye kedi-fare oyunu oynuyor. Ve sen, onun kızından olması gerektiğini mi savunuyorsun?
Adrian, oyunu oynamak zorundasın.
Bu oyunu oynamak zorundasın!
Ben bu oyunu oynamak istiyorum.
Tank oyun oynuyor, Maverickin her hareketini kesiyor.
Herkes oyunu oynamak durumundadır.
Oyunu oyna, Lisa, Sonra beni yargıla.