Examples of using Pace in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Katei Casey LaBow ve Garretti de Lee Pace canlandırmıştır.
ve Charlie Pace( Dominic Monaghan),
Ama geri dönüp şu Danny Di Pacede son bir deneme yapmak istiyorum.
Salı günü, yüzlerce Arnavut Strazburgdaki PACE binasının önünde bir protesto gösterisi düzenledi.
Daniel Di Paceyi çağırıyoruz.
Ve ben Paceye sormak istiyorum.
Ancak PACE milletvekilleri bu talepleri reddettiler.
Söyler misiniz, Mary Di Paceyle dostluğunuz.
Paceyle yatman konusunda ne hissettiğimi bilmiyorum.
PACE raportörü, Podgoricanın performansına bir noktaya kadar övgüde bulundu.
Benimki sana Paceyle yatmak konusunda yalan söylememdi.
Paceyi evin dışında tut.
Ben Paceyi görmeye gideceğim.
Paceyi al, gerekirse zorla götür, sonra da Audreyi banyodan çıkar.
Paceyi öptüğün için mi?
Ama Paceyi öpmek zayıflık değil.
Ben asla, ama asla Paceye bunu söyleyemem.
İkinci olarakta ben diger erkeklerle rekabet etmiyorum. Paceyle benim gibi.
Bu yeni Paceyi sevmedim.
Seçimleri izleyen PACE heyeti, sürecin özgür ve organize olduğunu söyledi.