Examples of using Papyon in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bir silindir şapka ve papyon.
İddiasına varım papyon.
Birine asla güvenmemelisin. Gerçek şu ki papyon takan.
Önü beyaz çikolata, küçük düğmelerle papyon da var.
Ducky papyon takar.
Birine asla güvenmemelisin. Gerçek şu ki papyon takan.
Çocuklar!- Dostum! Güzel papyon!- Dipper!
Dört ay önce, Dr. Jekyll Joey Bigelowun bağırsaklarından bir papyon yapmıştı.
Güzel papyon.
Oh, bak, küçük papyon!
Ve acayip şirin oldu. Bu arada papyon taktım.
Yok… Durun!- Papyon yakışmış!
Sence Farrakhan gidip papyon falan almış mıdır ki?
Güzel papyon ufaklık.
Gerçek şu ki papyon takan birine asla güvenmemelisin.
Pedrito ve Papyon hep öpüşürler.
Papyon, Hırsız.
Papyon kravat bağlamayı ve ananas soymayı öğrendiğim yerden.
Kim? -Fasulye satan, papyon takan dar takım giyen, İslam Milleti teröristleri.