Examples of using Parkına in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu yaşananların ardından eylem Maçka Parkına taşındı ve 30 Temmuz Pazar günü kadınlar Maçka Parkında buluşarak“ Kıyafetime Karışma” dedi. ÇT.
iyi korunabilecekleri Tuna ve Sava nehirleri arasındaki Usce Parkına taşınmasını tavsiye etti.
elimdeki tek kart bu.- Doğru. su parkına gitmeyi gerçekten istiyorum, ama bunu ona veremem.
elimdeki tek kart bu.- Doğru. su parkına gitmeyi gerçekten istiyorum, ama bunu ona veremem.
Herkes SeaWorld nasıl bu dört genç balinayı… çoğu eğitimcisi daha önce balina görmemiş… bir batı Afrika parkına gönderir diye sorguluyordu.
Herkes SeaWorld nasıl bu dört genç balinayı… çoğu eğitimcisi daha önce balina görmemiş… bir batı Afrika parkına gönderir diye sorguluyordu.
Ne birbirleriyle ne de parkla görünürde hiçbir ilgisi olmayan düzinelerce kurban.
Parkla moteli kontrole gidiyorsunuz. Çevresel faktörlerde çirkinlere çakıyormuş.
Siz ve Dr. Parkla bir ameliyata girebilirim.- Özür dilerim.
Hem Bay Parkla, hem de Bay Ohla bağlantısı var.
Naypyidawın fütürist eğlence parkından sonra, Endonezyanın yağmur ormanlarındaki Torajaya gidiyorum.
Büyük Hammock Parkından ne kadar nefret ettiğimi biliyor musun, baba?
Bo-gum Parkla Young-ae Lee sevgili olmuş gibisiniz.
Ağabeyin mafya patronu Parkla bu binanın tepesinde.
Jirosfer Vadisinin güneyinde, eski parkla Kuşhanenin arasında.
Jirosfer Vadisinin güneyinde, eski parkla Kushanenin arasinda.
Miyokard enfarktüsü olan hasta vardı. Doktor Parkla ilk tanıştığımda.
Gyrosphere Vadisinin güneyinde, eski parkla kuşhane arasında.
Kingsbury Parkına.
Kaykay parkına.