Examples of using Parktan in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Parktan geçmek.
Parktan iki cadde uzağa.
Birileri parktan bilgi sızdırmak için ev sahiplerimizi kullanıyor.
Birileri parktan bilgi sızdırmak için ev sahiplerimizi kullanıyor.
Tabii.- Parktan geçerken sirenleri de açarsın.
Parktan serseri kovmak istiyorum, yapmamız gereken de o. Kahretsin.
Parktan serseri kovmak istiyorum, yapmamız gereken de o. Kahretsin.
Parktan. Oh, Tanrım.
Parktan. Oh, Tanrım.
Parktan koşarak geçerken… milyonlarca insan frizbi oynayıp piknik yapıyordu.
Yani, parktan geçmeniz gerekiyor.
Destinee parktan uzak duracak.
Parktan ofise gitmek 15 dakikadan uzun sürüyor.
Birileri parktan veri kaçırmak için sakinlerimizi kullanıyormuş.
Parktan eve yanlış bebeği getirdikse gayet mümkün.
Sen parktan çıktıktan hemen sonra.
Parktan bazı beyaz çocuklar, bilirsin işte?
Parktan geçen sokağa onun adını verdik.
Cyrus bu parktan değil. Ne demek istediğimi anladın mı?
Hey, parktan çok uzaktasın, küçük sincap.