Examples of using Parlaktı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Onu iyi tanımıyorduk ama ruhu çok parlaktı.
Çok parlaktı.
Vücudu ise, fildişi gibi parlaktı.
Kız sarışın ve parlaktı.
Şu müzik işi kafamı kurcalıyordu. Evet, parlaktı.
Böylece histerik körlüğünün olmadığını anlamış oldun. Çok parlaktı.
Cehennemden manzara çok net ve parlaktı.
Cildi pürüzsüz ve parlaktı.
Mutlu, güçlü, parlaktı. Renkler.
Mutlu, güçlü, parlaktı. Renkler.
Başları şimşek çakması gibi bana döndü, çok parlaktı.
Renkler daha parlaktı.
Çok parlaktı ve ben hareket edemiyordum.
Yıldızlar parlaktı, Fernando.
Bilimsel açıdan çok parlaktı. Hein tam anlamıyla.
Parlaktı yıldızlar Fernando.
Ve yıldızlar parlaktı.
O parlaktı.
Tanrım bu çok parlaktı.
Güneş parlaktı.