PAZARDA in English translation

market
pazar
piyasa
borsa
satışta
çarşıya
in the bazaar
pazarda
çarşıda
in the marketplace
pazarda
piyasada
pazaryerinde
karsiladi
souk
pazarda
alabileceğin bir çarşı
sunday
pazar
markets
pazar
piyasa
borsa
satışta
çarşıya

Examples of using Pazarda in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Pazarda kıçını satsan eminim senin için daha iyi olur.
Surely you would be better off selling your ass around the market.
Henüz pazarda değilim, bayım.
I'm not yet on the market, señor.
Pazarda izinsiz mallar gördüm.
I saw some unauthorized stuff on the market.
Pazarda bu şekilde dolaşmak daha rahat.
It's easier to move around the marketplace.
Pazarda bir şeylere yardımcı olmaya çalışıyordum.
I have been helping for the bazaar.
Onlar… Pazarda insanları vuruyorlar.
They're… they're shooting people by the market.
Kuraklığa dayanıklı pirinçle pazarda seni fena benzetti ve düzinelerce çalışanını çaldı.
Beat you to market with drought-resistant rice and stole a dozen of your employees.
Bütün insanlar pazarda yiyecek alır.
All humans buy food at the mart.
Pazarda bulamayacağınız bir alet yaptınız.
You build something that you cannot find on the market.
Aklıma gelmişken pazarda seni gördüm.
I saw you, by the way. In the bazaar.
Böylece pazarda daha verimliolurlar.
They thus become more efficient on the market.
Pazarda bu sabah büyük bir kalabalık var.
Large crowd at the Bazaar this morning.
Dün pazarda bir olay olmuş.
There was an incident yesterday at the Bazaar.
Pazarda her şeyi görebilirsin.
You can see everything at a market.
Sadece pazarda ayakta durabilmek için, şimdi iki misli çalışıyorum.
Now I got to work double time just to keep up with the market.
Pazarda bayat yumurta satıyorsunuz.
You're selling me stale eggs at market.
Organik ürünler pazarda çok rağbet görüyor.
Organic products command a premium in the marketplace.
Hepsinin pazarda diğerlerinin yerini alacağına garanti veririm.
All guaranteed to supersede every other on the market.
Pazarda bizi görmeye gel.
Come see us at the marketplace.
Pazarda ne zaman satılmaya başlanacak?
When can… When will that be on the market?
Results: 536, Time: 0.039

Top dictionary queries

Turkish - English