Examples of using Pole in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bal, polenden değil, nektardan yapılır.
Polenden değil.
Polenin özellikleri nedir diye sorduğunuzu duyuyorum.
Bakarsanız bu polenin küçük dikenleri var.
Bu bana bu polenin aslında fosilleştiğini söylüyor.
Umarım polenin etkisi, bu adamları yıkamak zorunda kalmadan geçer.
Evet, yoldaş Polenin… bu hayal kırıklığı için bir açıklamanız var mı?
Kaptan Polenin nerede?
Kaptan Polenin haklı.
Kaptan Polenin, yetkimi kullanarak geminin komutasını size devrediyorum.
Kaptan Polenin, bu ihanet!
Kaptan, güçlü duyguların Polenin etkisini yok ettiğini buldu.
Polenin etkisini yok ettiğini buldu.
Yüzbaşı Polenin haklı.
Yüzbaşı Polenin!- Tekrar ediyorum.
Kaptan Polenin!- Ne yapabiliyorsan yap Vanya.
Yani, polenin tohum üretme yeteneği yok.
Eğer sen de poleni solursan, anlayacaksın. Doğru.
Polenin kendisi yeyilebilirdir.
Umarım polenin etkisi, bu adamları… yıkamak zorunda kalmadan geçer.