Examples of using Prometheus in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Prometheus teknolojisini bulduğundan bana getirmeni istiyorum.
Bana Prometheus teknolojisini bul yoksa ben zorla alırım.
Bunun suçlusu Prometheus.
Malone hadisesinde suçlu tamamen Prometheus, sen değilsin.
Konuşan Prometheus.
Millburn, Fifield, burası Prometheus.
Bilmiyorum, hayatım. Prometheus kim?
Evet, efendim.- General ONeill, Prometheus konuşuyor.
Bu durum değişmediği sürece, Prometheus muhtemelen burada sıkışıp kalacak.
Sana iyi bir haberi vardı. Prometheus laboratuarının adresi.
Kulağa delice gelecek ama Prometheus da öyle.
Shaw daha sonra Weylandın Prometheus gemisinde olduğunu keşfeder.
Millburn, Fifield, burası Prometheus.
Titan, yani Prometheus, insanoğluna tanrılarla eşitlik vermek istedi… ve bu yüzden de Olympustan kovuldu.
Evet… Chasein Prometheus olduğunu öğrenince beni şehre getirteceğini biliyordum.
Pekala. Prometheus ateşi tanrılardan çaldı… ve insanlara verdi… yollarını aydınlatırken ellerini yakan bir hediye.
Eğer şehirde Suçla Savaş Biriminin bir üyesinin Prometheus olduğu duyulursa… panik ortamı oluşur.
Öncelikle bana Prometheus hakkında bildiğin her şeyi anlatman gerek. Her şeyi. Sonra seni güvende tutarız.
Yani Prometheus hiperuzaydan çıkınca tereddüt ettiğimiz için mi yok edildi?
Anubisin filosuyla Antartika savaşından sonra Prometheus temizlik sırasında küçük elektromanyetik alanlar tespit etmişti.