Examples of using Puzzle in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Burası puzzle gibi değişip duruyor.
Puzzle parçası.
Puzzle konusunda iyi şanslar, anne.
Bir haftadır lanet olası puzzle yapıp duruyoruz.
Bence bu çok güzel puzzle çözen parçalar yani.
Ah, puzzle sarayı.
O parçayı bulamazsan o puzzle bitmiyor ya. İşte o, o ufacık parça senin puzzleının en değerli parçası aslında.
Ev yapımı tahta puzzle işin battıktan sonra tıp okulu paranı ödeyen bir duvar.
Çok emek veriyoruz… -Çünkü puzzle yaparken… zorlanıyor ama eğleniyoruz.
Afedersiniz. Biz puzzle kutunuzu bulduk… ve onun hakkında konuşmaya geldik.
Çok emek veriyoruz… -Çünkü puzzle yaparken… zorlanıyor ama eğleniyoruz.
Puzzle- Bu Mac OS sürümlerinde bulunan resim bulmacaya benzer bir temel 1-15 slayt puzzle oldu.
Sen puzzle yapıyorsun ve anıları biriktiriyorsun.
oyun oynayabilirsin, puzzle yapabilirsin.
Öz bilincin sonsuz uzayında yapıIan bu meteorit seyahatte birden önümde resimli puzzle desenli bir kapı belirdi.
Temmuz 2014te Inertia Records tarafından Avustralyada, Monkey Puzzle ve RCA Records tarafından dünya genelinde yayımlandı.
Puzzle ve bord oyunlarım var odamda
Bu yüzden puzzle şu: neden rüşvet,
Diğer yolla denemek yerine içerik ile ortaya çıkarılan puzzle formu bu.
EG konferansında, ünlü puzzle tasarımcısı Scott Kim bizleri puzzle-yapıcıların aklına sokuyor. Kariyerindeki çalışmalardan örnekler veriyor,