Examples of using Reşit in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ben reşit olduğum için kalabilirim.
Artık reşit oldun.
Cemal Reşit Rey, Türk besteci,
Reşit olduğunda sana içki ısmarlarım.
Kızını ben kaçırmadım Reşit abi!
Bu kez Sultan Reşit hiç gülmüyordu.
Hayır, üzgünüm. Reşit olman gerekiyor.
Scottı hayvan zulmü şüphesiyle buraya getirebilirsek, Scott reşit değil.
Reşit orada bizi bekliyor.
Reşit olma yaşı 19.
Seneye reşit olacağım.
Reşit, yapma Reşit.
Çok yaşa Sultan Reşit.
O artık Rionun en çok aranan Reşit oldun.
Şimdi reşit arkadaşlarımla, fıçı biranın olduğu bir partiye katılmalıyım.
Emin zamanla tarihin en sevilen sultanlarından biri oldu. Reşit tamamen unutuldu.
Ne kadar güçlü olursa olsun sen daha reşit değilsin.
Reşit olmayanları buraya almıyoruz.
Yani reşit olduğundan emin değildin.
Yakında kızım reşit olacak.