Examples of using Sıçanların in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sıçanların olduğu bir garajda yaşayamazsın. Bekle biraz.
Sıçanların lideri.
Orgazm bölgelerini uyarmak için. Sıçanların beynine elektrot yerleştirdi.
Belki gelecek sefer Jenniferı arayıp sıçanların sana tuzak kurduğunu söylersin.
Gece, sıçanların zamanıdır.
İkiniz yine sıçanların yanındasınız.
Dişi sıçanların orgazmlarını bulmak için gittikleri o içlerindeki yer.
Yüzyılda sıçanların kara veba taşımasıyla Hindistandan İzlandaya kadar her üç kişiden birisi öldü.
Seni sıçanların yanına atacak, kapıyı kilitleyip pencereleri örtecek… Seni dışarı bırakmayacak.
Seni sıçanların yanına atacak,
Seni sıçanların yanına atacak, kapıyı kilitleyip pencereleri örtecek… Seni dışarı bırakmayacak.
Beton mezarın içindeyiz. Sıçanların bile yaşamayacağı şehrin bir bölümünün 3 metre altındayız.
Bodruma bir gelincik koymalısınız. Çünkü Charlie gelinciklerin, sıçanların ödünü bokuna karıştırdığını söylüyor.
Şahsen bunların gerekli olduğunu düşünmüyorum ama… Bayan Heelshire, sıçanların duvarlara gireceğinden emin.
Şahsen bunların gerekli olduğunu düşünmüyorum ama… Bayan Heelshire, sıçanların duvarlara gireceğinden emin.
Şahsen bunların gerekli olduğunu düşünmüyorum ama… Bayan Heelshire, sıçanların duvarlara gireceğinden emin.
Şahsen bunların gerekli olduğunu düşünmüyorum ama… Bayan Heelshire, sıçanların duvarlara gireceğinden emin.
Todd Winslowla aynı okulda olacağıma sıçanların beni yemesini yeğlerim! Gittiler!
Ama bu sadece sıçanların batan gemiyi hızlıca terk etmesini sağladı. Şebekelerini dağıttık.
Bu gezegendeki tahılın beşte birinden fazlasını sıçanların yok ettiğini… biliyor muydunuz?