SIRTIMI in English translation

my back
sırtım
benim arkamı
belim
arkamı kolladığın
beni kolladığın
arkamı kollardı
beni desteklediğin
ensemden
turn my back on
sırtımı
patting
pati
bir pat
sıvazla
okşa

Examples of using Sırtımı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Sırtımı beğendiniz mi?
Do you like my back?
Sırtımı yaraladı sadece. Sırtım..
He just wounded my back. My back.
Onunla sırtımı kuvvetlendir!
By him confirm my strength!
Ona sırtımı dönemem Bobby.
I can't turn on him, Bobby.
Neredeyse ölüyordum! Keşke sana sırtımı gösterebilsem ağrı kesici yamalar ile kaplı.
I almost died! Wish I can show you my back covered with pain relief patches.
Biliyorum Thufir, sırtımı kapıya vererek oturuyorum.
I know, Thufir, I'm sitting with my back to the door.
Pekala, dinle. Sırtımı kollayabilirsin ve arkamda durabilirsin.
You can watch my back and stand behind me, all right? All right, listen.
Benim sırtımı okşardın. Ben küçükken.
When I was a little girl you used to caress my back.
Sırtımı unutma. Hadi bakalım.
Let's go. Don't forget the back.
Sana sırtımı dönebilir miyim?
Can I turn my back on you?
Baba, sırtımı duvara yasladım!
Father, I sat with my back to the wall!
Ben küçükken, ağladığımda benim sırtımı okşardın.
You used to touch my back, when I was crying.
Artık, Messalinadan başka sırtımı dayayabileceğim kimsem kalmamıştı.
There was no one now I could turn to except Messalina.
Senin yüzünden ona sırtımı dönemem ki.
I'm not going to stop seeing her on your account.
Tabii bir kaç gün daha sırtımı kredi kartına dayamam gerekecek.
Of course, I will need to hold onto your credit card for a few more days.
O hâlde ona sırtımı dönemeyeceğimi biliyorsun.
Then you know I can't turn on him.
Yere yatarız, vücutlarımız terler halı sırtımı acıtır.
We would be on the floor, bodies sweating, rug burn on my back.
Kim olduğuma sırtımı dönemem.
I can't turn my back on who I am.
Bana en çok ihtiyacı olduğu zamanda ona sırtımı dönmeyeceğim.
I am not going to abandon him when he needs me the most.
Ağaç evi sırtımı ağrıttı.
This tree house gets your back.
Results: 316, Time: 0.0304

Top dictionary queries

Turkish - English