Examples of using Sırtına in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tatlım şu yapışkan şeyi sırtına sürersin değil mi?
Birinin sırtına dokundum ve dedim ki.
Bundan sırtına iki tane yemiş.
Bu tavanın açısı sırtına çok iyi gelir.
Sırtına hançer saplandı!
Ben de sırtına yük almayı bırakmanı ve.
Sırtına atla, eşkin sür ve şuradaki bir metrelik çitten atla.
Senin sırtına yapışmış bir adam var.
Şimdi sırtına merhem koyacağız.
Willi aldığında sırtına bir ipucu oymuştu.
Jobryeth sırtına öldürücü vuruş yaptı!
Sırtına sıcak bir şeyin yaslanması iyi gelir.
Sırtına bak.
Sırtına titanium çubuk yerleştirildi değil mi?
Sırtına silah dayanınca.
Sırtına silahı dayadığımda.
Sırtına binmişti kaplanın.
Matt, sırtına ne oldu?
Çekici atın sırtına vurur gibi.
Bu parçalardan birkaçını sırtına girmiş halde buldum.