SAÇMALIKLARIYLA in English translation

bullshit
saçmalık
palavra
zırva
boktan
yalan
uydurma
saçmalamak
crap
bok
pislik
boktan
berbat
ıvır zıvır
şey
barbut
saçmalığı
kahretsin
zırvayı
shit
bok
lanet
pislik
boktan
hassiktir
şey
hasiktir
mal
berbat
kahretsin
nonsense
saçmalık
safsata
saçmalama
anlamsız
zırvaları
this
şu
bu kadar
böyle
burası
buna

Examples of using Saçmalıklarıyla in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Californiayı seviyorum, tüm bu yeni çağ saçmalıklarıyla. Akapunktur.
I love all this California new age crap. Acupuncture.
Babalar en iyisini bilir'' saçmalıklarıyla uğraştırmıyor beni.
I don't get that father knows best bullshit.
Babalar en iyisini bilir'' saçmalıklarıyla.
I don't get that father knows best bullshit.
Ağabeyinin saçmalıklarıyla seni zehirlediğini biliyorum.
Your brother has poisoned you with his absurdities.
Yeni delil falan saçmalıklarıyla beni aşağılamaya kalkma.
Don't insult me with new evidence or shit like that.
Karma saçmalıklarıyla beni boğmadan da yeterince kötü haldeyim.
I feel bad enough without his torrents of Karmic drivel.
Bütün gün bunların saçmalıklarıyla uğraştıktan sonra sevinmiş olmalısın.
You must be after toiling in frivolity all day with these people.
Yeni delil falan saçmalıklarıyla beni aşağılamaya kalkma.- Biliyorum.
Don't insult me with"new evidence" or shit like that.-I know.
Bu Jedi saçmalıklarıyla ilgili başka filmler de izliyor musun?
Do you watch any other movies than your Jedi stuff?
Bu öyle varoluşcu, yaşam örgüsü saçmalıklarıyla aynı şey değil.
This is not some existential, web-of-life BS.
Biz çocuk yetiştirmeli, onlarla ve saçmalıklarıyla oynamalıyız.
We train childcare, we have to play with them and stuff.
Savaş sonrası Fransız usulü mantığa büründürme saçmalıklarıyla.
With all this bullshit, French postwar rationalizing.
Kızın kafasını Dr. Phil ve Oprah saçmalıklarıyla doldurma yeter.
With all that Dr. Phil and Oprahshit. Just don't go filling her head.
Şeytani ayin saçmalıklarıyla.
Satanic ritual stuff.
Ekoloji ve gezegeni kurtarma saçmalıklarıyla beni deli ediyordu.
She drove me crazy with all that crap to save the planet.
Neden babanın kafasını doğru şeyler yapmak saçmalıklarıyla doldurdun ki?
Why would you fill your father's head with garbage about making things right?
Bana o kadar aile ve gelenek saçmalıklarıyla ilgili nutuk çekiyorsun ama kendin birinin kocasına, çocukların babasına bağlama çekiyorsun?
You give me all that holier-than-thou crap about family and tradition, and you're doing the hoople with somebody's husband, some kid's dad?
kabul edici, onaylayıcı saçmalıklarıyla sürüklemesine izin veriyorsun.
you have let Julia drag you around by the short and curlies with her accepting permissive bullshit.
Hayatımı mahvettiği yetmiyormuş gibi… tüm bu Tanrı saçmalıklarıyla, ahiret hayatımı da mahvediyor olabilir.
That he's into… but with all this God shit ruining my life, he could be ruining my afterlife. Not only is he, like.
Hayatımı mahvettiği yetmiyormuş gibi tüm bu Tanrı saçmalıklarıyla, ahiret hayatımı da mahvediyor olabilir.
Not only is he, like, rui… ning my life… but with all this God shit that he's into…- he could be ruining my afterlife.
Results: 65, Time: 0.0313

Top dictionary queries

Turkish - English