Examples of using Sabırsızlık in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Eğer cesaretimizi ve sabrımızı korursak, gerçekler ortaya çıkar.
Gösterdiğiniz sadakat ve sabra karşılık lütfen elbiseyi hediyemiz olarak kabul edin.
Sabır, gemimin kaptanıdır.
Sabrımızı test ediyor.
Ve sabrımız azaldı.
Sabrımın ne kadar az olduğunu görmek istemezsin.
Bu sürede hem sabrımız hem de irademiz sınanacak.
Seni öldürmek için sabırsızlanıyorum ve bundan paçayı kurtarabilirim!
Keşke yeterli zaman ve sabrımız olsaydı da Bu oyunu sonsuza kadar oynasaydık.
Sabrımız tükeniyor, Cullah.
Yeterli erzakları, sabırları ve güçlü surları var.
Sen çok sabırlısın, o niye beni azarlıyor?
Sabrımızı test ediyorsun.
Ayrıca sizinle çalışmak için sabırsızlanıyorum, Yardımcı General Edward.
Denobulanlar sabırları ile ünlüdür.
Sabrımız tükeniyor.
Artık sabrımız kalmadı.
Yalnızca sabrımızı ve adanmışlığımızı test ediyorlar.
Sabra ve cesaretlendirmeye.
Sermayeleri yok, sabırları ya da istekleri yok.