Examples of using Sadece et in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Pilav nerede? Sadece et mi?
Where's the rice? Only meat?Ancak genleri ona er geç sadece et yemesi gerektiğini söyleyecek.
Her genes will eventually command her to eat only meat.Sadece et, sadece bir et yigintisi.
Just meat, it's all Ki aslında sadece Et, basitçe.
Who's just Meat, basically.Sadece et, degil mi?
Just meat, right?Sadece et de değil dostum!
Not just meat, man!Sadece et ve kemik tozu?
Just meat and bone?Ben sadece et ve kan klüplerinde.
I'm only flesh and blood.Sadece et yeter.
Just the meat will do.Sadece et ve kemik yığınından ibaret.
Now it's just flesh and bones.Bunlar sadece et ve kıkırdak.
It's all just flesh and cartilage.Sadece et.
It's just flesh.O sadece et… Swannie çocuk!
Swannie boy! She's just flesh.Sadece et ve kemiksin.
You're just meat and bones.Sadece et ve kemik dostum.
Just flesh and bone, man.Bu sadece et ve kan.
It's just flesh and blood.Sadece et ve kemikten ibaretim. Kalbim çarpmıyor.
I'm just flesh and bones without a heart pulse.Ona göre, sadece et ve patates.
To him it's all meat and potatoes.Gerçekten sevenler sadece et yemeli ki cinsel organlarına yarasın.
Sadece et, değil mi?
Just meat, right?
