Examples of using Saldırırlarsa in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Eğer saldırırlarsa.
Alana ne kadar çok saldırırlarsa, o kadar çabuk etkisiz hâle getirmeyi bulacaklar.
O taraftan yine saldırırlarsa ilk ölen sen olursun böylece.- Emredersiniz.
Peki ya şu insanlığın tarafındaki dev Rose mültecilerine katılır da birlikte bize saldırırlarsa?
Kutsal Mescidin yanında sizinle savaşmadıkça onlarla savaşmayın. Size saldırırlarsa siz de onlara saldırın.
Vali Willy Brandt eğer bariyerlere saldırırlarsa, kan döküleceği endişesiyle kalabalığı sakinleştirmeye çalıştı.
Ve Almanlar bu gece ya da yarın saldırırlarsa, ki yaparlar, -bununla baş etmek zorundasınız.
Eğer saldırırlarsa arkanı kollayacak birkaç adam verebilirim sana… ama bir sonraki hareketimizi yapmadan önce etrafın sakinleşmesini beklemeliyiz.
O taraftan yine saldırırlarsa ilk ölen sen olursun böylece.- Emredersiniz.
Dalekler ne yaptığımızı öğrenip saldırırlarsa… karşı koymaya yetecek kadar ne adamım ne de silahım var.
Çekler gaza maruz tutulmadan önce SSe saldırırlarsa onlara katılmak niyetindeydiler.
Veya kötü adamlar okulunuza bir kamyon dolusu korkutucu… patlatıcılarla saldırırlarsa onlar aya gidecek.
Veya kötü adamlar okulunuza bir kamyon dolusu korkutucu… patlatıcılarla saldırırlarsa onlar aya gidecek.
ve Goauldlar saldırırlarsa… nasıl hissedersin?
Eğer verdikleri ahitten sonra yeminlerini bozar, dininize saldırırlarsa, o zaman küfrün elebaşlarını öldürün. Çünkü onların yeminleri yoktur.
Beni sal, ve onların hepsinin kökünü kazıyayım.
Ve ona saldıranın Brendan Rowe olmadığını söyledi, kardeşleriymiş.
Size saldıranın o olduğunu nereden biliyorsunuz?
Sal dizi için, umudun gerçek ölçüsüydü.
O zaman sal hazır olduğunda, seni kaptan seçeceğiz.