Examples of using Sapanı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Ecclesiastic
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Şüphesiz, Rabbin, yolundan sapanı da iyi bilir; O, hidayette olanı da iyi bilir.
Buz sapanı fırlat, Savaş arabalı kuşlara.
Doğrusu Rabbin, yolundan sapanı en iyi bilendir. Hidayete ereni de en iyi bilen Odur.
Şüphesiz, senin Rabbin; Kendi yolundan sapanı en iyi bilen Odur ve hidayet bulanı da en iyi bilen Odur.
Şüphesiz ki senin Rabbin, evet O, yolundan sapanı daha iyi bilir; O, hidayette olanı da çok iyi bilir.
Şüphesiz, senin Rabbin; Kendi yolundan sapanı en iyi bilen Odur ve hidayet bulanı da en iyi bilen Odur.
Muhakkak ki senin Rabbin, evet O, kendi yolundan sapanı en iyi bilendir. O, doğru yolda gidenleri de iyi bilendir.
Şüphe yok ki Rabbin, kendi yolundan sapanı daha iyi bilir ve o daha iyi bilir doğru yolu bulmuş olanları.
kendi yolundan sapanı daha iyi bilir
kendi yolundan sapanı en iyi bilendir.
Şüphesiz, senin Rabbin; Kendi yolundan sapanı en iyi bilen Odur ve hidayet bulanı da en iyi bilen Odur.
Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir.
Şüphesiz, senin Rabbin; Kendi yolundan sapanı en iyi bilen Odur ve hidayet bulanı da en iyi bilen Odur.
Muhakkak ki senin Rabbin, evet O, kendi yolundan sapanı en iyi bilendir. O, doğru yolda gidenleri de iyi bilendir.
Senin Rabbin; Kendi yolundan sapanı en iyi bilen Odur ve hidayet bulanı da en iyi bilen Odur.
İşte bilgide ulaşabildikleri şey bu; şüphe yok ki Rabbin, kendi yolundan çıkıp sapanı daha iyi bilir ve odur doğru yola gireni daha iyi bilen.
senin Rabbin; Kendi yolundan sapanı en iyi bilen Odur ve hidayet bulanı da en iyi bilen Odur.
En azından şu sapanı at.
Sapanı kullan, doğrudan ortaya gider.
Rus Davutunun sapanı ise inancı.