Examples of using Satmaya in Turkish and their translations into English
{-}
- 
                        Colloquial
                    
 - 
                        Ecclesiastic
                    
 - 
                        Ecclesiastic
                    
 - 
                        Computer
                    
 - 
                        Programming
                    
 
Satmaya çalışıyorum.
Sonrasında antikalar satmaya başladım… ki muhtemelen bugünlere gelmemi sağladı.
Satmaya değer bir şey buldunuz mu?
O şeyi bana satmaya ne dersin?
Uyuşturucu satmaya, silah taşımaya başladım.
Satmaya çalışıyorum.
Amcam, bir şeyler satmaya çalışmadıkça pek samimi olmadıklarını söylüyor.
Çocuklara satmaya başladı.
Hırsızlarımız malı satmaya çalışırsa, çok geçmeden öğreniriz.
Beni satmaya çalışan bir adam var.
Yüzüğü satmaya çalışabilir.
Ogopogo ise kartpostal satmaya yarayan uydurma bir şey.
Bence Luthorun satmaya çalıştığı bir stok var.
Nihayet, birşeyler satmaya çalışmayan bir çocuk showu.
Yarın satmaya kalkarsan, ikinci el olmuştur bile.
Satmaya başla Flippa.
Rashi satmaya gittiğimizde bize bile gerekir.
Bilirsiniz, araba parçaları… satmaya başlamadan önce,… gösteri dünyasındaydım.
Evi satmaya karar verdim.
Satmaya başlamıştı.