SAZAN in English translation

• carp
• fish
• herring
• carps

Examples of using Sazan in Turkish and their translations into English

Sazan şeklinde büyük bir flama ile… ve bir evden daha uzun.
With a great big streamer shaped like a carp in the wind.

Sazan şeklinde büyük bir flama ile… ve bir evden daha uzun.
With a great big streamer… and longer than a house. shaped like a carp.

Sazan şeklinde büyük bir flama ile… ve bir evden daha uzun.
With a great big streamer shaped like a carp.

Sazan şeklinde büyük bir flama ile… ve bir evden daha uzun.
Shaped like a carp… and longer than a house. With a great big streamer.

Sazan burada kalsın.
Leave the carp here.

Sazan. Bunlar sazan balığı.
Those are carp.- Yep. Carp..

Sazan. Bunlar sazan balığı.
Those are carp. Carp..

Sazan uyuyana kadar eve gidemem.
I can't go home until the carp is asleep.

Bizim felsefemize göre de sazan olan, başına gelecek her şeyi hak eder.
And our philosophy is that the gullible deserve whatever they get.

Hey sazan sana bir hediye getirdim.
Hiya, Snook, I got you a present.

Sazan tamam da.
With carp, okay.

Sazan piyasası gibi.
Just like the carp market.

Ha Kylie, sazan için teşekkürler.
Oh, and Kylie, thank you for the minnow.

Yanjin tarzı kuru erişteyle sazan.
Fried fish with dry noodles. Yanjin-style.

İşin gerçeği sazan zıpladı.
The truth is, the carp jumped.

Ne zaman kötü bir şey olsa, sazan zıplar.
Whenever something bad happens, the carp jumps.

Çipura değil, sazan.
That's not right. It's carp.

Su seviyesi düştükçe, gizem de çözülüyor. Altın sazan.
As the water level drops the mystery is revealed golden cub.

İzle ve öğren, sazan.
Watch and learn, baccala.

Havamız leş gibidir, sürekli de sazan yeriz.
I live in foul swamp air, and eat mudfish.