Examples of using Sebzelerle in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yalnızca sebzelerle bile doyabiliriz.
Ben gidip Bay Damiana bahçemdeki sebzelerle ödeyebilir miyiz diye sorayım.
Evet, çünkü sebzelerle ilişiğimizi kestik.
Hayır, sebzelerle.
Evet, bakalım. Bütün bu sebzelerle birlikte bir tutam baharat iyi giderdi.
Bakalım. Bütün bu sebzelerle birlikte bir tutam baharat iyi giderdi.
Modernite öncesinde halkın geneli büyük oranda tahıl ve basit sebzelerle beslenirdi; et ise özel günlere ayrılırdı.
meyvelerle, sebzelerle ve ev yapımı şekerlemelerle süsledikleri eğlencelerle geçirdiği zamanlardır.
Ve sonra tabakta başka şey kalmayınca balığını bir çırpıda yedi. Sebzelerle başladı, soslu patatese geçti.
Ne yazık ki evet,… tavuk, sebzelerle aynı fırında pişirildi.
Arka odada, depoda sebzelerle beraber. Her yerde! ilk tuvalette sonra.
fazla pişirilmiş sebzelerle ya da beyaz patatesle dolduruluyor.
Bu dört tabağı sebzelerle donatın, ve elinizdeki en iyi Burgundy şişesini açın,
Makul düzeyde protein içeren, bol miktarda sebzelerle sunulan, genellikle pirinç olmak üzere az miktarda nişasta içeren türdendi.
Bunu aklına kazımanı istiyorum ki böylece bana bundan sonra neden sebzelerle, insalardan daha iyi ilişki kuruyorsun gibi saçma sorular sormazsın?
Genç sürgünleri Amerika yerlileri tarafından ilkbaharda toplanıp diğer sebzelerle karıştırılarak yenir.
çeşitli taze sebzelerle basit bir salata dinsel bir deneyim gibi görünür.
ananas ya da sebzelerle che( Tayca: เจ) servis edilir.
Evcan geçen süre içerisinde mücadelesini bir adım ileriye taşıyarak hazırlanan vegan-vejetaryen yemeklerin taze ve mevsimsel sebzelerle yapılmasına ek olarak dışarıdan vegan gıda almanın önündeki engelleri de kaldırmak için 33 günlük bir açlık grevi eyleminde daha bulunmuş ve bu hakkı da kazanmıştı.
Afgan mutfağının en dikkat çeken yemeklerine Bolani( fırınlanmış ya da kızartılmış sebzelerle dolu lavaş),