Examples of using Selamet in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Selamet Otele hoş geldiniz. Merhabalar.
Mutluluk Selamet, okulu satın almaya çalışıyor.
Kestirmeden sen sağ, biz selamet.
Efendim, bize sabır ve selamet diliyorum.
Babamızın sesi semavi bir seda gibi selamet yolunda bana öncülük ediyor.
Allah sana selamet versin.
Ve bu tohumun yanında… şimdi ve ebediyen selamet ve koruma veriyoruz.
Hayır, o ve kızları Selamet Ordusuna mensuplar.
Ilgwang Sterilizasyon da Mutluluk Selamet yüzünden giremiyordu.
Allah, selamet yurduna çağırıyor ve dilediğini de doğru yola hidayet ediyor.
Allah, selamet yurduna çağırıyor ve dilediğini de doğru yola hidayet ediyor.
Selamet ve cehennem ateşiyle ilgili vaaz veriyor bu da onu şu anda dünyadaki en ünlü adam yapıyor.
Allah, selamet yurduna çağırıyor ve dilediğini de doğru yola hidayet ediyor.
Yağlı örgüler, Biliyormusun, Selamet ordusu kazağına rağmen, Garip bi çekiciliğin var. ve koca Usher burnun.
seninle beraber bulunan ümmetlerden bir bölüme bizden selamet ve bolluklarla( gemiden) in.
Rablerinin katında selamet yurdu onlarındır. O, işlediklerinden ötürü onların dostudur.
Tanrıyla konuştuğunu iddia eder. Bu konuşmalarda selamet ve iç dekorasyondan konuşurlar.
Rablerinin katında selamet yurdu onlarındır. O, işlediklerinden ötürü onların dostudur.
sağlık, selamet ve yardımını bahşet.
Allah, selamet yurduna çağırıyor ve dilediğini de doğru yola hidayet ediyor.