SILAHLANMIŞ in English translation

armed
kol
silah
kolla
silahlandırın
kollu
weaponed-up
was weaponized
well-armed
iyi silahlanmış
silahlı
tam teçhizatlı

Examples of using Silahlanmış in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Konfederasyon ve hükümet bunu savaş olarak adlandırmak istese de… dalaştıkları yalnızca taşlarla silahlanmış açlık çeken çiftçiler.
But they're fighting starving farmers Confederados and the government like to call this thing a war, armed with rocks.
Konfederasyon ve hükümet bunu savaş olarak adlandırmak istese de… dalaştıkları yalnızca taşlarla silahlanmış açlık çeken çiftçiler.
Armed with rocks. Confederados and the government like to call this thing a war, but they're fighting starving farmers.
Benyamin oymağından: Yiğit bir savaşçı olan Elyada ile komutasında yay ve kalkanla silahlanmış 200 000 asker;
Of Benjamin: Eliada a mighty man of valor, and with him two hundred thousand armed with bow and shield;
Kendi halkına karşı silahlanmış, kendi bölüğündeki her biri çok değerli, askerleri katletmiştir.
He took up arms against his own people, slaughtering militiamen in his own company, good new england men, every one of them.
Silahlanmış adamlarımız ölecek… ve kadınlarımız, çocuklarımız köle ya
Her men will die at arms… and her women
Ragbi kaptanı, Eski İngiltere rugby kaptanı Max Moore bir av tüfeği ile silahlanmış.
The rugby captain, former England rugby captain Max Moore is armed with a shotgun.
bunun üyeleri terörist hücre silahlanmış- Tekrarlıyorum.
Eph? the members of this terrorist cell are armed.
alev makinaları ile silahlanmış, zayıf noktaları araştırmak
mobile soldiers, armed with grenades and flame-throwers,
naip konseyi üyesi magistros İoannis Eladas tarafından toplanmış imparatorluk filosu silahlanmış kürekçileri ve Hetaireianin muhafız askerleri tarafından durduruldu.
gate of the Chalke, however, at the hall of the Exkoubitoi, he was opposed by the soldiers of the Hetaireia guard and armed oarsmen of the imperial fleet, assembled by the magistros John Eladas, a member of the regency council.
gökyüzüne ateş edecekleri bir yay ve okla silahlanmış olarak dışarı çıkmak zorundaydılar.
dragon during lunar eclipses, they had to go out during these events armed with a bow and arrow, which they fired into the sky to prevent the dragon from devouring the satellite.
Silahlanmış devler.
Armed giants.
Hepsi silahlanmış.
All fully armed.
Dişlere silahlanmış!
Armed to the teeth!
Silahlanmış ve geliştirilmiş.
Armed and enhanced.
Eğer silahlanmış olsaydık.
If we were armed.
Onlar da silahlanmış.
Somebody armed them.
Körfez yine silahlanmış.
Reload bay, armed again.
Gemileri iyi silahlanmış.
Their vessel's well armed.
Tabanca ve bıçaklarla silahlanmış.
Armed with revolvers and knives.
İyi mi silahlanmış?
How well armed is he?
Results: 1888, Time: 0.0293

Silahlanmış in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English