Examples of using Sinirlenme in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Rachana, lütfen… sinirlenme.
Haklı olmama rağmen bu konuda sinirlenme cüretini gösterdi.
Benim adım Clara. Ve sinirlenme.
Temsilcileriniz en popüler değil. Ve ayrıca… sinirlenme.
Vardı kesinlikle sinirlenme.
Tamam, sinirlenme.
Hulk, sinirlenme vakti.
Makası elinde tutan kişi sensin. Sinirlenme Bea.
Sana bir hediyem var. Sinirlenme bana.
Dinle, o kötü biri olduğu ve sen de bunu yediğin için bana sinirlenme.
O yüzden ben sana böyle oynayacağım dediğimde sinirlenme. Ben Runun kimi yollayacağını düşündüğüm şekilde oynadım.
Birisi beni kızdırdığı zaman,'' Sinirlenme yoksa senin için kötü olur.'' derdi.
Seni sinirlendirmesine izin verme.
Beni sinirlendirmeye başlıyorsun.
Ullmanin sizi sinirlendirmesine izin vermeyin.
O kadar sinirlendi ki kendini banyoya kapattı.
Kylie neden sinirlendi ki?
Birisi bunun ortaya çıkmasına sinirlendi ve daha fazlasının bulunmasını istemedi öyle mi?
Sadece çok sinirlendi para ile ilgili.
Çok sinirlendi!