Examples of using Solmaya in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Gün solmaya başlarken… bu ufak cüce sıçan,
Çocuklarda artan erken dönem anılarını hatırlayabilme kabiliyeti çift haneli yaşlara ulaşana kadar solmaya başlamaz.
Birkaç gün sonra anıların ve sevdiklerin, hepsi solmaya başlayacak.
pantalonlar in gerekliliği solmaya başladı.
Ancak, Paristen ayrılıp Alman sınırına doğru yola koyulduklarında… umutları solmaya başladı.
heyecan verici bir şeyin sihri… zamanla solmaya meyillidir.
şey gibi… yeni ve heyecan verici bir şeyin sihri… zamanla solmaya meyillidir.
Mark IIler gümüş renkle çıktılar, ama bir kaç yıl sonra solmaya başladılar.
Yarım düzine gülü soğutucuya solmaya bıraktım Jeff
Hoş kokuyorlar fakat renkleri solmaya ve kokuları kaybolmaya başlıyor geriye kalan cansız,
Evet, güzel görünüyorlar… hoş kokuyorlar… fakat renkleri solmaya ve kokuları kaybolmaya başlıyor… geriye kalan cansız,
Kalacak ve solmaya devam edecekti.- Hayatta kalanlar için,
Kalacak ve solmaya devam edecekti.- Hayatta kalanlar için, sorular eve döndüklerinde cevapsız.
Ve uzanırken, Oğlak, ince ve saydam bir kağıda dönüşerek eski bir kitabın sayfası gibi çıtırdamaya ve solmaya başladı.
arkada bıraktığın insanlar tüm o anılar solmaya başlıyor ve seni rahatlatan zihnindeki o hatıralar bir mezara dikilen çiçeklerden ibaret oluyorlar.
Ancak, Meroe krallığının gücü savaşın yıktığı geleneksel sanayisindeki düşüş nedeniyle 1. veya 2. yüzyılda solmaya başlar. Eritre Denizi Periplusında Meroe kentinden kısaca söz edilmektedir.
ateş yanıklığı ve solmaya, çiftlik hayvanlarında da paratüberküloz, mastit,
Kedi kafasını o geldiği zaman, o gitmişti an solmaya başladı ve Düşesi,
Solmaya başladı ♪.
Desteğiniz solmaya başladı.