Examples of using Sorular sorarak in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sorular sorarak, ve mizah duygusu ile bakar. Umarım dünyaya açık bir zihinle.
Sorular sorarak, ve mizah duygusu
Değiş tokuş edip alnımıza yapıştıracağız. Ve sorular sorarak kim olduğunu bulmaya çalışacaksınız.
Umutsuz gözükmek istemiyorum, ama kişisel hayatımla ilgili böyle direkt sorular sorarak.
hekimlerle Reichin orgon akümülatörleri hakkında sorular sorarak görüşmeler yaptı.
Her zamanki gibi şaka. Her zaman bir dizi şüpheli sorular sorarak… benim gecikmeme neden oluyorsun,!
bir hışımla Emma hakkında sorular sorarak içeri girdi.
En son isteyeceğim şey, Janeyyi buraya getirip herkesin içinde ona sorular sorarak olayı bambaşka bir boyuta taşımaktı, tamam mı?
bir şekilde,'' Zarif denklemler, zarif olmayanlara göre daha mı doğrudur'' gibi sorular sorarak,'' TEDci'' lere parçacık fiziği hakkında bilgi serpiştiriyor?
Sorular, sorarak başlamak kadar onlar bizi kullanmak.
Bir sürü insan aynı soruları sorarak beni rahatsız ediyor.
Çocuk istiyor muyuz?'' sorusunu sorarak başlamalıyız?
Ve bu seçimi şu soruyu sorarak yapın, bu etrafımdaki çevreyi nasıl etkiler?
Bazı sorular sorarak başlayacağım.
Eleştirel sorular sorarak mı?
Böyle sorular sorarak yardımcı olmuyorsun.
Aptalca sorular sorarak zamanımı israf etme.
İngilizlerin sorular sorarak üstümüze gelmesini istemiyorum.
Bu yıldızları aptalca sorular sorarak alamazsın.
Bazı polis hakkında sorular sorarak dün geldi.