STRESLIYDI in English translation

• stressful
• stressed

Examples of using Stresliydi in Turkish and their translations into English

Metal dedektörleri olan bir okula gitmek stresliydi.
Going to a school that has metal detectors is stressful.

Ben de oradaydım ve o da oldukça endişeli ve stresliydi.
And she's all worried and stressed out.

Hep kazanmak istediği için RJ stresliydi.
RJ was stressed because he always wanted to win.

Kazadan sonra her şey çok stresliydi.
Because I know it's been stressful since the accident.

Birlikte bir plastik baloncuğa atılmadan da ilişkiniz yeterince stresliydi.
The handler-consultant relationship is stressful enough without being thrown into a plastic bubble together.

İş konusunda stresliydi.
He was stressed about work.

Bir yıl kadar önce karım çok stresliydi.
About a year or so ago, my wife is all stressed out.

Özetlerini okumak stresliydi.
Reading her synopsis was stressful.

Düğün planlaması çok stresliydi.
The stress of planning a wedding was too much.

Göçmenlikle ilgili stresliydi biliyordum.
II knew he was stressed about his immigration status.

Ama bu farklıydı. Göçmenlikle ilgili stresliydi biliyordum.
I-I knew he was stressed about his immigration status, but this was different.

Bu çok stresliydi.
This was tense.

Tabii. Bir yıl kadar önce karım çok stresliydi.
My wife is all stressed out. Sure. About a year or so ago.

Tane final sınavı vardı ve çok stresliydi.
She had three finals coming up, and she was so stressed out.

Babam Arkus Adasını ararken çok stresliydi.
My father's so stressed out looking for the Island of Arkus.

Ayrıca her ihtimale karşı… Bebek yüzünden oldukça stresliydi,- Ben de.
It's been stressful with the baby due- Me, too.

Özetlerini okumak stresliydi.
Reading her synopses was stressful.

Çok stresliydi.
It was stressful.

Ayrıyeten manik ve stresliydi.
He was also manic and anxious.

İş çok stresliydi.
A lot of stress at work.