Examples of using Tıktım in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Oraya beş rufi tıktım. Doğru olmazdı.
Bir polis katilini hapse tıktım.
Parmaklıklar ardına yüzlerce haydut tıktım.
Ama dürüst olmak gerekirse lafı onun ağzına tıktım.
Lütfen.'' Tetikçi'' Mike Coppolayı ve bir sürü çeteciyi hapse tıktım.
Babun Bobbyi içeri tıktım.
Onları deliğe tıktım.
Hayır, seni-seni buraya ben tıktım, Nelson değil.
Onu hapse tıktım George.
Bende onu çantama tıktım.
Babasını 20 yıldan müebbete kadar hapis cezasıyla içeri tıktım.
Bağlayıp bagaja tıktım.
Buraya birçok kişi tıktım.
Biliyorum, ben tıktım oraya.
Biliyorum, ben tıktım oraya.
Oraya bir çift çorap tıktım ve soluğun kesildi.
Onu bodrum katındaki hücreye tıktım.
Kendimi küçük bir kutuya tıktım.
Parmaklıklar ardına yüzlerce haydut tıktım. Buradan.
Hapların hepsini ağzıma tıktım ve bir bardak su almak için lavaboya gittim.