Examples of using Tabağın in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Özel bir şey düşünüyorum, tabağın üstünde bir hayat.
Nasıl? Tabağın var mı?
Tabağın, çatal bıçağın var mı?
Nasıl yiyeceğim? Tabağın yahut çatal bıçağın var mı ki?
Nasıl? Tabağın var mı?
Tabağın yahut çatal bıçağın var mı ki? Nasıl yiyeceğim?
Tabağın yahut çatal bıçağın var mı ki? Nasıl yiyeceğim?
Tabağın arınması için toprağa gömmek lazım.
Tabağın çevresinde bir süre gezindi.
Bu adımlardan sonra tabağın taze suyla yıkanması gerekir.
Kuşdili filizleri koyuyor tabağın kenarına. Yosun mosun atıyor.
Tabağın farklı yerine koy.
Orada, tabağın üstünde bir bıçak vardı.
Bence şu anda, tabağın çok dolu. Mecazen diyorum.
Tabağın yarısında yeşillik olmalı.
İnsan tabağın dibine yakın bir yerde bir galoş bulacağını zannediyor hep.
Tabağın altında bir bıçak var.
Tabağın tam ortasına, düzgünce.
Tabağın sobanın üstünde.
Ama tabağın zaten dolu!