Examples of using Teçhizat in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Güzergah, zamanlama, teçhizat, her şey.
Hey, teçhizat odasının kapısı açık.
Neden onlara teçhizat satmama izin vermedin?
Ne? teçhizat, patladı. Bir kurtulan vardı.
Niye beni teçhizat odasına koyuyorsun?
Size selam ve teçhizat getirdim.
Tamam. Sonra da Şef Minden koruyucu teçhizat isteyeceğiz.
MI7 iaşe subayına acil teçhizat için;
Teçhizat ve iletişim.
Ben mümkün değilim yerinde teçhizat tutun.
Sağlık Servisinin sizin için hazırladığı tıbbi teçhizat.
Ortalık karıştığından beri Luthorun teçhizat treninden payımızı alıyoruz.
Askeri teçhizat hırsızlığı.
uzak teçhizat yüzmek.
Oldukça gelişmiş teçhizat.
Daha fazla silah, teçhizat lazım.
portatif teçhizat kayıptı.- Mm-hm.
Brown, teçhizat odasındasın.
Belki de… burada satma ve teçhizat satmakla ilgileneceksin.
Doğuya mal ve teçhizat göndermeyi kestiler.