Examples of using Tebessüm in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ara sıra tebessüm etmenin bir zararı olmaz. Gelin.
Perşembeleri tebessüm görmek isterim.
Annen tebessüm ediyordu ve suratı kızarmıştı.
Adım Tebessüm. Sen kimsin?
Korkunç suçlar işliyoruz, ve paçayı kurtarmanın sevinci ile tebessüm ediyoruz.
Gün boyunca suratında o tebessüm vardı.
Omzumda saten şal Dudaklarımda tebessüm.
Biraz stil biraz nezaket yüzüne bir tebessüm koy.
Niye sırıtıyorsun? Tebessüm dağıtıyorum.
Niye sırıtıyorsun? Tebessüm dağıtıyorum?
ÖIüm Perisi Bandondan, tebessüm ederek kurtuImadim.
Gözler, inciler, tebessüm, saçlar, elbiseler,
Karanlık Sanatlar… Cadı Gündeminin En Büyüleyici Tebessüm Ödülünü kazandım. Savunma Birliği Onur Üyesi… ve beş kez üst üste.
Beni hep tatmin edip yüzümde tebessüm bırakmıştın… Annen de öyle derdi!
Beni hep tatmin edip yüzümde tebessüm bırakmıştın… Annen de öyle derdi!
günlerinizi Buda gibi tebessüm içerisinde geçirirsiniz.
Sana her ergen kızın hayalindeki günü yaşattık… ama sen tebessüm bile etmedin.
Bree, müstakbel damadına, ona aldığı ev için renk örnekleri gösteriyordu ve uyuşmadıklarında, nazikçe tebessüm ediyordu.
beş kez üst üste… Cadı Gündeminin En Büyüleyici Tebessüm Ödülünü kazandım.
Karanlık Sanatlar Savunma Birliği Onur Üyesi… ve beş kez üst üste… Cadı Gündeminin En Büyüleyici Tebessüm Ödülünü kazandım.