TELESKOBUN in English translation

• telescope

Examples of using Teleskobun in Turkish and their translations into English

Spesifik konumlara insan gönderme konusunda kararlar almak Dünyadaki en iyi teleskobun sağladığından daha fazla veri gerektirir.
Making an informed decision on which specific destinations warrant sending human explorers requires more data than what the best Earth-based telescopes can provide.

Orta Çağa gelindiğinde, teleskobun keşfinden önce birçok kişi Ayın bir küre olduğunu kabul etti ancak'' tamamen pürüzsüz'' olduğuna inanılıyordu.
By the Middle Ages, before the invention of the telescope, an increasing number of people began to recognise the Moon as a sphere, though many believed that it was"perfectly smooth.

Uzay yürüyüşçüsü ortağım Massi teleskobun içinde teknik aletlerin ortasına sokacaktık.
We will stick Mass, my spacewalking partner… up inside the telescope, in the bowels of the science instruments.

Nihayet teleskobun tam altına geldiğimizde arka pencereden sadece birkaç santimetre uzakta yüzerken Megan kolunu uzatıp yakalayabildi.
Till we can finally come up right underneath the telescope… with it floating just inches away from the aft window… so that Megan can reach out with the arm and grapple it.

Lens, teleskobun gözlerimizden çok daha geniş bir ışık toplama alanına sahip olmasını sağlayan şeydi.
The lens made it possible for a telescope to have a much larger light-collecting area than our eyes have.

Teleskobun kendisi HawaiidekiHilo bölgesinde Ortak AstronomiTopluluğu( İngilizce:
The telescope itself was operated by the Joint Astronomy Centre(JAC),

Bir daha yanlışlıkla teleskobun üzerine düşerseniz o konuda da arayabilirsiniz, anlaştık mı?
If you accidentally get pushed into a telescope again, you can call me about that too, OK?

Fizik bilimi teleskobun minimum teorik büyütmede yüzey parlaklığının% 100 olduğunu zorla kabul ettirir.
Physics dictates that at the theoretical minimum magnification of the telescope, the surface brightness is at 100.

Optik bir teleskobun ışık toplama gücü, teleskobun insan gözünden daha fazla ışığı toplamak için kazandığı aralık kapasitesi olarak tanımlanır.
The light-gathering power of an optical telescope, also referred to as light grasp or aperture gain, is the ability of a telescope to collect a lot more light than the human eye.

Eğer teleskobun bakış alanında parlak bir referans yıldız bulurlarsa,
If they find a bright reference star in the telescope's field of view,

Büyütme genellikle teleskobun optik gücü gibi yanıltıcıdır, özellikleri gözlemlenebilir dünyayı tanımlamak için kullanılmış ve yanlış anlaşılmış bir terimdir.
Magnification is often misleading as the optical power of the telescope, its characteristic is the most misunderstood term used to describe the observable world.

Yıldızdan gelen ışığın teleskobun içine yerleştirilmiş bir prizmaya düştüğünü yazdı.
The light from a star is allowed to fall through a prism placed in the telescope, she wrote.

Yüzyılın başında teleskobun bulunuşuyla Güneş lekeleri Thomas Harriot, Galileo Galilei ve diğer gökbilimcileri tarafından detaylı olarak gözlemlenebilmiştir.
The invention of the telescope in the early 17th century permitted detailed observations of sunspots by Thomas Harriot, Galileo Galilei and other astronomers.

İlk transit teleskobu eksenin ortasına yerleştirilmek yerine ekseni teleskobun ağırlığı altından bükülmesini engellemek için bir uca doğru yerleştirilmişti.
The earliest transit telescope was not placed in the middle of the axis, but nearer to one end, to prevent the axis from bending under the weight of the telescope.

Teleskobun büyük parçaları dağın zirvesine taşınacaktı… ve bu da katırcılara iş demekti.
Large pieces of the telescope were hauled to the mountaintop… a job for mule teams.

Teleskobun icadından önce evrenin yalnızca çıplak gözle… gördüklerinizden ibaret olduğu bir dünya hayal edin.
With the naked eye. when the universe was only what you could see Imagine a world before telescopes.

Teleskobun icadından önce evrenin yalnızca çıplak gözle… gördüklerinizden ibaret olduğu bir dünya hayal edin.
With the naked eye. Imagine a world before telescopes, when the universe was only what you could see.

Teleskobun icadından önce evrenin yalnızca çıplak gözle… gördüklerinizden ibaret olduğu bir dünya hayal edin.
Imagine a world before telescopes… when the universe was only what you could see with the naked eye.

Teleskobun icadından önce evrenin yalnızca çıplak gözle… gördüklerinizden ibaret olduğu bir dünya hayal edin.
When the universe was only what you could see Imagine a world before telescopes, with the naked eye.

Teleskobun ayna ve optik sistemleri en son başarımı belirler ve bunlar teknik özellikleri yerine getirmek üzere tasarlanır.
The mirror and optical systems of the telescope determine the final performance, and they were designed to exacting specifications.