Examples of using Tilkiyi in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tilkiyi verin'', her babanın oğluna verdiği bir emirdir.
Tilkiyi öldürmek için tavşan yollanmaz.
Tilkiyi öldürmek için tavşan yollanmaz.
Ve tilkiyi ya da çakalı böyle öldürürler.
Tilkiyi şirketimizin yeni maskotu yapmaya karar verdim.
Buğdayı da götüremez çünkü tavukla tilkiyi bırakmış olur.
Borisi bu ülkeden gönderdiler çünkü o gerçekten, Tilkiyi yakalamaya uğraşıyordu.
Son bir kez daha, çünkü tilkiyi kurnazlıkla yenmeye çalışıyor.
KıIıçla dengelemeyi öğrenemezsem kıIıç tilkiyi ortaya çıkarır.
Örneğin bir vaşak ya da tilkiyi ele alalım.
şansa bak ki tilkiyi bulduk ve olaya bak
Bu tilkiyi doğruca mağaraya soktuğumda, neden örgünün bozulduğunu bilmemem dışında.
şansa bak ki tilkiyi bulduk… ve olaya bak ki onu yakaladı!
bu kadar aptal o zaman neden bu av köpeği tilkiyi kaçırdı?
ilgi prensesi, gerçek sırrı ortaya çıkmasın diye insanların dikkatini dağıtmak için tilkiyi kendi öldürmüştür.
Yollarında giderken bir anda durdular hemen nehrin güney tarafındaki bir ağaca zavallı Kara Tilkiyi bağladılar ve onlar altın yüklü trene binip gittiler.
Yarın sabah uyanınca şu Celibici dağına arabayla çıkıyorum ve Tilkiyi buluyorum.
Zanlının ifadesine göre,… Dziabas tilkiyi kovalarken çamura düşmemiş miydi?
Yollarında giderken bir anda durdular… hemen nehrin güney tarafındaki bir ağaca zavallı Kara Tilkiyi bağladılar ve… onlar altın yüklü trene binip gittiler.
Yollarında giderken bir anda durdular… hemen nehrin güney tarafındaki bir ağaca zavallı Kara Tilkiyi bağladılar ve… onlar altın yüklü trene binip gittiler.