Examples of using Tutarsız in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
McLanein darbe almasını istedim, tutarsız görünmesini istedim.
Tutarsız ve tutkusuz biri olduğumu söyledi.
Tutarsız kalp kırışlar.
Tutarsız kız geri döndü!
Yarışmalardaki tutarsız performansı takımla ilişiğinin kesilmesinin nedeniydi.
İnternet bu konuda tutarsız da. Kaç yaşındasın?
Biliyorum davranışlarım bazen tutarsız. Hayır! Hayır!
Biliyorum davranışlarım bazen tutarsız. Hayır! Hayır!
Biliyorum davranışlarım bazen tutarsız. Hayır! Hayır!
Darius tutarsız davranırsa doğru olanı biz yapmalıyız.
Bu tutarsız!
Tutarsız, aptalca bir selüloit israfı.
Tutarsız, aptalca bir selüloit israfı.
En tutarsız numaram.
Sahte ve tutarsız gençlik!
Satış raporlarındaki tutarsız dosyaların sayısı artıyor.
Tutarsız bir şirkete kim güvenir?
Durum öyle tutarsız bir hal almıştı ki Clark botlara geri dönülmesi ihtimalli planlar yapılmasını emretmişti.
Giriş çevresindeki atış artığı miktarı, saçmaların giriş derinliğiyle tutarsız.
Etkileri tutarsız.