Examples of using Tutuklanınca in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kimliği belirlenememiş kişi, tutuklanınca… kafasını hücresinin duvarına… şiddetle vurarak kendini öldürdü.
Ve Christian tutuklanınca, o gücü kaybedeceğini hissettin ve bu caniliğinin şöhretini ona vermeyi göze alamadın.
Babam tutuklanınca, polis, avukatlar, yargıç, mahkeme… her şeyimizi aldılar.
Tutuklanınca ikiniz de sizi ele verecek diye korktunuz
Baba, mağaza hırsızlığı yüzünden tutuklanınca seni hapse attılar mı? gerçekten vardır?
Aynen, hepimiz iyiyiz. Polis olduğun için tutuklanınca bir şey olmaz herhalde dedim ama yine de.
Dolaylı bir tehdit haline geldim. Tutuklanınca, beni kiralayanlar için.
Eskiden. Aktivist olmuş ama altı ay önce tutuklanınca işini kaybetmiş.
Taealha ile Hae Tuak onu gözlüyordu ama onlar tutuklanınca ortadan kayboldu.
John Rechy dahil olmak üzere üç kişi polisler tarafından tutuklanınca Coopers Donutsı sıkça uğrayan ve LAPD tarafından sürekli rahatsız edilen drag queenler ile erkek sokak fahişeleri karşı koydular.
US Maschalls beni, tutukluyu acilen götürmemi sağlamak için gönderdi.
Ama şimdi kaçarsan tutuklanman için arama emri çıkartırlar.
İnanıyorum ki protokol tutukluyu kişisel olarak sorgulamam kosunda sizi bilgilendirmemi gerektiriyor.
Amcan tutuklandıktan sonra bile yine de arkadaşım olduğuna inanmıştım.
Tutuklandıktan hemen sonra ziyaretime geldi.
Ajan Hotchner tutuklandığında bir miktar aldığını öğrendiler.
Tutukluyu CTUya götürüyorum, sonrasında yokum.
Jon Barnes iki ay önce tutuklandığında yanında bulunan eroinle birebir uyuşuyor.
Kocası Chaulieu-sur-Loireda tutuklandıktan sonra bir daha evlendi mi?
Odisseas tutukluyu öldürdü ve mektubu alarak Palamedesin çadırına gitti.