Examples of using Uçuruma in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Baba? Bir gün beni uçuruma götürebilir misin?
Bir kapı. Uçuruma açılan bir kapı, kendini uçuruma sürüklüyorsun.
Bizi uçuruma sürüklediğini görmüyor musunuz, Eddy?
North Head Bluff, uçuruma yaklaşıyor.
Kısacası, havadayken bayılıp uçuruma çarpıyorlar.
Kendimizi Culloden Moorun dibinde bizi bekleyen uçuruma bakarken bulabiliriz.
Şehirden çıkmış- North Head Bluff, uçuruma yaklaşıyor.
Kendall, Dick ve Beaverı o uçuruma göndererek… milyonlarca dolar kazanabilirdi.
Bu yüzden ı Eğer bir şekilde uçuruma huzur bulursun.
Şehirden çıkmış- North Head Bluff, uçuruma yaklaşıyor.
Kendall, Dick ve Beaverı o uçuruma göndererek… milyonlarca dolar kazanabilirdi.
Kara deliğin en dibindeyim, uçuruma doğru bakıyorum.
Tilki, çakal onu yemesin diye uçuruma doğru yöneldi.
Ama ötesine geçme. Büyük Kara Uçuruma tap.
Öğlen bile değil, Riggs ve ben uçuruma bakıyorum.
Ben şu anda bir uçuruma arıyorum. Yep.
Marcos, otobüs uçuruma gidiyor.
Uçuruma ulaşmak üzereyiz, Kyle.
Ne? Vagonunu benimkine bağla, uçuruma doğru savrul?