Examples of using Uğulduyor in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Başım arı sürüsü gibi uğulduyor.
Hava uğulduyor.
Seni seviyorum, Diye uğulduyor nisan meltemi.
Yine uğulduyor.
Gecenin karanlığındaki rüzgarla, Tepede çamlar uğulduyor, Kırmızı ateşle, yayılan alevler;
Ölüm, Uğulduyor isimli dizide gizemleri çözen bir kızın beden eğitimi hocasıydım.
Lüzumsuz demek. Bu kulaklık az şarj yüzünden uğulduyor. Buradan tuhaf sesler çıkıyor?
O yüzden rüzgâr uğulduyor olduğunda, bu durum benim soğuk donması ya da hipotermi yaşayacağımı sıcaklık eksi 20 ya da 30 derece olduğunda, Kazalar yaşanıyor. düşünmeye başlamam için yeterli.
Uğuldayan Komandolar ile tanış.
Senin şu uğuldamalarından çok sıkıldım.
Kafamdaki uğuldamayı ve sırılsıklam olmamı saymazsan, iyiyim.
Evet bir çeşit uğuldama, tıkırdama sesi.
Uğuldayan kurtadamlar?
Her yerde uğuldayan bir kalbim var benim.
Kafamdaki uğuldamayı ve sırılsıklam olmamı saymazsan, iyiyim?
Ama ya o hortlak uğuldamaya başlarsa?
Uçuyorum! Her yerde uğuldayan bir kalbim var!
Ormanın rüzgarı uğuldayarak.
Kafamdaki uğuldamayı ve sırıIsıklam olmamı saymazsan, iyiyim.
Evet, şu hortlağınız! Ama ya o hortlak uğuldamaya başlarsa?