BUZZING in Turkish translation

['bʌziŋ]
['bʌziŋ]
uğultu
hum
buzzing
noise
howling
vızıltıyı
buzz
whiz
hum
whoosh
uğuldamayı
uğultulu
hum
buzzing
noise
howling
vızıldıyor
vızıltı
buzz
whiz
hum
whoosh
vızıldama
vızıldayıp
uğultuyu
hum
buzzing
noise
howling
vızıltısı
buzz
whiz
hum
whoosh

Examples of using Buzzing in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Imagine the noise, all the buzzing in your head.
Gürültüyü düşünün, kafanızdaki vızıltıyı.
What's that buzzing?
Bu vızıltı ne?
Hurry up, dawn The buzzing crowd.
Uğultulu kalabalık Acele et, şafak.
Fly buzzing-- Hey, what is this stuff?
Sinek vızıldıyor… Hey, bu şeyde nedir?
Yes,"Buzzing bees, sting not here."
Evet,'' Vızıldayan arılar burada sokmaz.''
Something's got them buzzing.
Bir şey onları uğultu var.
That buzzing. No, I don't hear anything.
Hayır bir şey duymuyorum. Şu vızıltıyı.
Aida, would you do something about that infernal buzzing?
Aida şu iğrenç vızıltı konusunda bir şeyler yapabilir misin?
Where is that buzzing coming from?
Bu vızıldama nereden geliyor?
blooming, buzzing confusion.
çiçekli, uğultulu bir karmaşadır.
Ships, other planes buzzing around each other like angry hornets.
Gemiler, diğer uçaklar kızgın eşekarıları gibi birbirlerinin etrafında vızıldıyor.
To hell with the buzzing bees.
Başlatma vızıldayan arılarından.
Green eyes, buzzing.
Yeşil gözler, uğultu.
Kept you buzzing around all night, huh?
Sen de etrafta vızıldayıp duruyorsun ha?
Feel buzzing in the back of your skull?
Kafatasının arkasında vızıltı hissediyor musun?
The buzzing I have been hearing?
Duyduğum vızıldama var ya?
I will always be buzzing around like a gnat.
Her zaman çevrende sivrisinek gibi vızıldıyor olacağım.
Blooming, buzzing confusion. The natural world really is one great.
Doğal dünya hakikaten de, büyük, çiçekli, uğultulu bir karmaşadır.
Ah, and now there's a fly buzzing around me as I write.
Bak işte, ben yazarken etrafımda vızıldayan bir sinek var.
Fly buzzing.
Uçmak uğultu.
Results: 166, Time: 0.0491

Top dictionary queries

English - Turkish