Examples of using Ulaşan in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Zirveye ulaşan insanlar, bunu kuralları çiğneyerek yapıyorlar.
Bize ulaşan bilgi böyleydi'' ymiş.
Zirveye ulaşan sen olacaksın.
Umarım, ona ilk ulaşan biz oluruz.
Bana gerçekten ilk ulaşan oydu.
Birinci takım 20 reaktif hedefin tamamını alıyor ve toplanma noktasına ulaşan kazanır.
Bana ilk ulaşan Gordondı.
Çapraz kutuplar altında sönüme ulaşan izotrop kristaller.
Bilim tarihindeki her isim, oraya ilk ulaşan adamın ismidir.
Harçlar o sırt çizgisine ulaşan tek şeydir.
Başlangıçta elimize ulaşan detaylı raporda Kennedy otel mutfağının yerinde fotoğraflanmış.
Yılına kadar% 9a ulaşan mobil paranın gelir payıyla sonuçlanacak.
Oğluma ulaşan kişiler, başkalarına da ulaşıyor. .
Olay yerine ulaşan ilk dedektif bendim.
Bu elimize ulaşan son bağış mı?
Ben sadece ona ulaşan ilk kişi olmak istiyorum.
Okyanusa ulaşan tek yol.
Belirli yaşa ulaşan zihinleri özgürleştiremeyiz.
Sana ulaşan kimse oldu mu?
Panterlerin havalimanına ulaşan bir şeyi hedeflediklerini biliyoruz.