ULAŞAN in English translation

reaching
erişilenler
ulaş
ulaşır
uzan
uzanın
uzat
ulaşın
varana
elini
uzatıp
gets
al
almak
hemen
var
bin
geç
çabuk
biraz
getir
alın
arrived
gelir
geliyor
gelecek
gelen
gelinceye kadar
gelmeden
gelene kadar
burada
varmış
ulaşması
achieved
elde
ulaştıklarında
başarması
ulaşacaktı
gerçekleştirmesine
başarılı
kazanmayı
başarmana
sağlayana kadar
could
olabilir
edebilir
olabiliyor
edebilecek
daha
bir
yapabilir
olamaz
bile
nasıl
attained
ulaşmak
elde
ulaşabilir
mertebe
öf
ersinler
reached
erişilenler
ulaş
ulaşır
uzan
uzanın
uzat
ulaşın
varana
elini
uzatıp
reaches
erişilenler
ulaş
ulaşır
uzan
uzanın
uzat
ulaşın
varana
elini
uzatıp
reach
erişilenler
ulaş
ulaşır
uzan
uzanın
uzat
ulaşın
varana
elini
uzatıp
got
al
almak
hemen
var
bin
geç
çabuk
biraz
getir
alın
get
al
almak
hemen
var
bin
geç
çabuk
biraz
getir
alın
arriving
gelir
geliyor
gelecek
gelen
gelinceye kadar
gelmeden
gelene kadar
burada
varmış
ulaşması

Examples of using Ulaşan in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Zirveye ulaşan insanlar, bunu kuralları çiğneyerek yapıyorlar.
Get to the top by breaking rules. The people who get to the top.
Bize ulaşan bilgi böyleydi'' ymiş.
That's the information we got.
Zirveye ulaşan sen olacaksın.
It's you who will reach the peak.
Umarım, ona ilk ulaşan biz oluruz.
And hopefully, we get to her first.
Bana gerçekten ilk ulaşan oydu.
He was the first one who really got through to me.
Birinci takım 20 reaktif hedefin tamamını alıyor ve toplanma noktasına ulaşan kazanır.
The first team to get all 20 and reach the rally point wins.
Bana ilk ulaşan Gordondı.
Gordon got to me first.
Çapraz kutuplar altında sönüme ulaşan izotrop kristaller.
Isotropic crystals that reach extinction under crossed polars.
Bilim tarihindeki her isim, oraya ilk ulaşan adamın ismidir.
Every name in the history of science is the name of the man who got there first.
Harçlar o sırt çizgisine ulaşan tek şeydir.
The mortars are the only thing that reach that ridge line.
Başlangıçta elimize ulaşan detaylı raporda Kennedy otel mutfağının yerinde fotoğraflanmış.
The detailed report which we did receive initially pictured Kennedy on the floor of the hotel kitchen.
Yılına kadar% 9a ulaşan mobil paranın gelir payıyla sonuçlanacak.
It will result in revenue share of mobile money reaching up to 9% by 2018.
Oğluma ulaşan kişiler, başkalarına da ulaşıyor..
The people who reached out to my son, They're reaching out to others.
Olay yerine ulaşan ilk dedektif bendim.
I was the first officer to arrive at the scene.
Bu elimize ulaşan son bağış mı?
Is that the last donation we received?
Ben sadece ona ulaşan ilk kişi olmak istiyorum.
I just want to be the first one to get to him.
Okyanusa ulaşan tek yol.
It's the only ocean access for miles.
Belirli yaşa ulaşan zihinleri özgürleştiremeyiz.
We never free a mind once it's reached a certain age.
Sana ulaşan kimse oldu mu?
Has anyone approached you?
Panterlerin havalimanına ulaşan bir şeyi hedeflediklerini biliyoruz.
We know the Panthers are targeting something that's arriving at an airport.
Results: 371, Time: 0.0488

Top dictionary queries

Turkish - English