Examples of using Unsuru in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ölüm unsuru hakkında daha fazla şüpheleniyorum.
Başardığında şaşırtma unsuru yararına olacak.
Şaşırtmaca unsuru, savaş alanında güçlü bir avantajdır.
Şaşırtmaca unsuru, savaş alanında güçIü bir avantajdır.
Şaşırtma unsuru en iyi silahımız olacak.
Osbornelar,'' Suç Unsuru'' ile pek başa çıkamadılar.
Sürpriz unsuru için sayıları çok fazla.
Nefret unsuru, insanlar senden nefret ediyor.
Araba programımızdaki araba unsuru şu an pek ön planda değil.
Sanki göl arazisinin her unsuru farklı bir şekil adeta.
Bu işin pek çok unsuru vardır.
Yaptığınız her işte bir eğlence unsuru vardır.
Ve bu sefer sürpriz unsuru bizim yanımızda olacaktır.
Bizde hâlâ şaşkınlık unsuru var.
Onun en ölümcül silahı, sürpriz unsuru.
Neredeyse her sahnede bir yansıma unsuru vardı.
İnsanların gözünde, Bu adamlar ulusumuzu muvaffak kılan'' Erdem'' unsuru için yaşıyorlar.
Mısırca'' Suç Unsuru.
Bütün klinik vakalar öyle ya da böyle, bir aşk unsuru içerir.
Eğer dinamit kullanırsak, sürpriz unsuru bozulur.