Examples of using Unvanlar in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
O unvana hakkım yok, kullanmak da size düşmez!
Yakında unvanınız da bizim olacak.
Unvanınızı iade edeceğim.
Artık hak ettiğin unvanla aranda hiçbir şey kalmadı.
Türkiye Kupası unvanıyla birlikte, Şifonun muhteşem performansı bir teselli kaynağıydı.
Unvanım, donanma için askeri planlar
Unvanından vazgeçtiğini, baloda basına açıklamanı istiyorum.
Kralın yeni unvanıyla ilgili fikrimi de söyleyeyim.
Bu unvandan hep nefret ettim.
Bana karşı unvanınızı mı konuşturdunuz Bay Musgrave?
Bu unvanla gurur duyuyorum.
Ama unvanınızı pek anlayamadığımı itiraf etmeliyim.
Bir kez bu unvana sahip olunca şehrin önde gelenleri benimle tanışmak istedi.
İlk dünya şampiyonu unvanından önce Joe Calzagheyi pek tanımıyordum.
Unvan nakli işlemi gerçekleşti.
Unvanlarını çalan hırsızlardan unvanlarını geri almanın.
Kraliyet ailesindeki unvanı'' Konsort Prens'' tir.
Kartvizitimde unvanım dışında, adresim ve… telefon numaram da var.
Bu olağanüstü durumda unvanınızı korumaktan mutlu musunuz?
İş unvanınız neydi?