Examples of using Verim in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yo, yo, yo, o verim hesaplamaları tamamen güzel.
Hijyen, seni… Martin. Verim.
Güneş ışınları iyi görünüyor, 4000 watta 22% verim alıyoruz.
Sonuç değil. Önemli olan verim.
Komünizm ve sayesinde alınan verim!
Bana dört top verim. Dört topu de Reed kalesindeyken gole çevireceğim.
Ve işte bu verim eğiminin bize söylediği şey.
Verim bu yıl daha da düşecek.
Brunt maksimum verim için dilityum matrisini modifiye etti.
Ve verim için değil, çaba aramak, bulmak.
Ve verim için değil, çaba aramak, bulmak.
Hareket edin. Lütfen izin verim.
Bir tam yıl sonra bu inşa edilmiştir Bizim verim iki katına gıda 14.000 lira.
Bakin ben verim adamiyim.
Bakın ben verim adamıyım.
Lütfen bunu halletmeme izin verim.
Pardon, izin verim geçeyim.
Size birşey söylememe izin verim, tamammı?
Kısa vadeli faizler artıyor, verim eğrisi düzgün,
Programda, kolektif şekilde alındığında vergi tahsilatında verim, eşitlik ve hacmi artırması beklenen vergi idaresiyle ilgili önemli tedbirler de yer alıyor.