DATA in Turkish translation

['deitə]
['deitə]
veri
data
input
bilgi
information
knowledge
info
intel
data
intelligence
know
update
briefed
informed
verileri
data
input
veriler
data
input
veriyi
data
input
bilgileri
information
knowledge
info
intel
data
intelligence
know
update
briefed
informed
bilgiler
information
knowledge
info
intel
data
intelligence
know
update
briefed
informed
bilgiyi
information
knowledge
info
intel
data
intelligence
know
update
briefed
informed

Examples of using Data in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Data to It Worf, priority one.
Datadan Yüzbaşı Worfa, birincil öncelik.
Our data is being relayed to the drone pilot through a work station here.
Uydu verimiz, uçağın pilotuna buradaki bir bilgisayar tarafından gönderiliyormuş.
I need some data, can you write it down?
Bazı bilgilere ihtiyacım var, yazabilir misin?
Swap the byte order of the input data.
Giriş verisinin byte düzenini takas et.
Sending print data to printer: %1.
Yazdırma bilgisi yazıcıya gönderiliyor:% 1.
Cartography is trying to extrapolate maps from Stone's incomplete data.
Haritacılar, Stoneun tamamlanmamış verilerinden haritaları tahmin etmeye çalışıyorlar.
Nobody knows Richard falsified data.
Kimse Richardın verilerde oynama yaptığını bilmiyor.
Data to Counsellor Troi.
Datadan Danışman Troia.
Overall, the general picture emerging from the school survey data reflects that found in adult surveys.
Okul anket verilerinden ortaya çıkan genel tablo yetişkin anketlerinde görüleni yansıtmaktadır.
Can you access data on the flight recorder?
Uçuş kayıt bilgilerine ulaşabilir misin?
Data to Cmdr Riker.
Datadan Kumandan Rikera.
Data to Security, two officers to holodeck three.
Datadan güvenliğe, sanal güverte üçe iki güvenlik gönderin.
Create an opponent with a capacity to out-think Data.
Datadan iyi düşünen bir rakip yarat.'' demesiyle bilinç sahibi olmuştum.
No Loren III sample from the data downloaded from the shuttle.
Profesörün mekiğinden indirdiğimiz verilerde Loren 3 örneği yok.
The telemetry data included a comparative scan of the robot's tech.
Telemetri bilgisi robotun teknolojisinde mukayeseli tarama içeriyordu.
He has access to satellite data.
Uydu verisine erişimi var.
So it plotted all the data.
Yani bütün dataları grafiğe geçirmiş.
You had weeks to fake that data.
O dataları değiştirmek için haftalarca süren vardı.
We can rely on this data and CCTV recordings for future investigation.
Bu bilgilere ve kamera kayıtlarına dayanarak soruşturmayı yürütebiliriz.
After a year's worth of data, he knew the experiment had failed.
Bir yıllık veriden sonra, deneyin başarısız olduğunu anlamış.
Results: 16047, Time: 0.0815

Top dictionary queries

English - Turkish