BILGI in English translation

information
bilgi
istihbarat
enformasyon
knowledge
bilgi
bilen
bilir
bilmek
ilim
ilmiyle
ilmi
bilgelik
info
bilgi
ilgili
intel
bilgi
istihbarat
data
veri
bilgi
intelligence
istihbarat
zekâ
bilgi
haberalma
akıl
zeki
know
bilmek
haber
bilen
öğrenmek
biliyorum
bilirsin
tanıyorum
bilin
farkındayım
tanırım
update
bilgi
haber
son durum
yeni
güncelleme
güncelleştirme
bir gelişme
bilgilendir
son durumu hakkında bilgi
briefed
kısa
özet
bilgi
bilgilendir
brifingi
bir süre
kisa

Examples of using Bilgi in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Karıma ulaştığım zaman sana bilgi veririm.
I will have to let you know when I get a wife.
Europol ve Interpole bilgi verildi.
Europol and Interpol were informed.
Baron Wright olayında bilgi almak için zamanınız var mı?
You got time for an update on the Baron Wright case?
Bilgi verildi.- Güzel.
Good.- They have been briefed.
Kişisel Bilgi Raporu Seni sonra arayacağım.
Personal details report ga-young kim.
Bak, eğer benim hakkımda bilgi istiyorsan önemli birisiyle konuş.
Look, if you wanna know about me, Talk to somebody who matters.
Herşeyi biliyoruz. İngiliz polisine bilgi verildi.
UK police have been informed. We know everything.
Bilgi verildi.- Biliyorum.
I know. I have been briefed.
Yeğenim size bilgi verecektir.
Nephew will give you the details.
Jenaratörlere ne olduğu konusunda bize bilgi verebilir misiniz?
Can you give us an update what's up with generators?
Sunum tahtasına yapıştır ve Harryye bilgi ver.
Alright err, stick it on the board and let Harry know.
Bak, Leaguee bilgi verildi.
Look, the League's been informed.
Bilgi verildi.- Güzel.
They have been briefed. Good.
Ama belki bana onun kişisel hayatı hakkında bir kaç küçük bilgi verebilirsin.
But maybe you could offer some small details of her personal life.
İnceleme tamamlandığı zaman size bilgi vereceğim.
I will give you an update once the review is complete.
Tanrım! Eğer bir şey yakalarsam size bilgi veririm!
And I will let you know if anything… God!
Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni İç Kabineye bilgi vererek lehte bir tepki aldı.
Greek Foreign Minister Dora Bakoyannis briefed the Inner Cabinet and received a favourable reaction.
Kamekona uyuşturucu alışverişiyle ilgili hala bilgi almaya çalışıyor.
Kamekona's still working on getting the details on that drug buy.
Kongre Siyahi Kurulu heykel müzakeresine… dair bilgi istiyor.
The Congressional Black Caucus wants an update on the statue negotiations.
Merhaba, durumunuzla ilgili şimdi bilgi verildi.
Hello, agent. I was just briefed on your situation.
Results: 19622, Time: 0.0383

Top dictionary queries

Turkish - English